İzmir’de üretilen ithal meyve rotayı Avrupa’ya çevirdi
Uzun yıllardır turizmin içinde olan Anıl Aksema, ülkemizde “passion fruit”, “aşk meyvesi” ve “passion fruit” olarak bilinen passiflora (tutku meyvesi) adlı meyveyi İzmir’de üretmeye başladı. 3 bin metrekare alana kurduğu serada Türkiye’nin ithal ettiği meyveleri yetiştiren Aksema, “Hedefimiz hem İzmir’den iç piyasaya ürünleri en uygun fiyata tedarik etmek hem de en tazesini yedirmek. ve Avrupa’ya en aromatik meyve.”
İzmirli bir yapımcı olan 41 yaşındaki Anıl Aksema, uzun yıllar Türkiye, Tayland ve Vietnam’da turizm işletmecisi olarak çalıştı. Pandemi döneminde tropikal meyvelerin üretildiği çiftliklerde isteyerek çalışan ve ardından kendi ülkesinde üretme kararı alan Aksema, halk arasında “passion fruit”, “aşk meyvesi” olarak bilinen “passiflora” adlı meyveyi üretmeye başladı. İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde kurduğu 3 bin metrekarelik serada “tutku meyvesi”. . Çeşitli meyve türlerinden elde edilen melez ırkları da yetiştiren Aksema, amaç pazarının özellikle Avrupa olduğunu kaydetti. Türkiye’nin ithal ettiği meyveyi en uygun fiyata iç piyasaya sunabileceğini ifade eden Aksema, meyve reçeli, sos ve çay formları konusunda da Ar-Ge çalışmaları yürütüyor.
Ege için en uygun tropik meyve
22 yıldır turizm sektöründe çalıştığını ve meslek hayatının son 10 yılında Tayland ve Vietnam’da bulunduğunu söyleyen Aksema, “Tarıma her zaman ilgim vardı. Tropikal ürün üreten çeşitli çiftliklerde gönüllü olarak çalıştım. Pandemi sürecinde Vietnam’da meyveler.Türkiye’ye dönünce tarımla uğraşmak istedim ve 2 yıl önce seramı kurdum.İzmir Güzelbahçe’de normalde ithal olan çarkıfelek meyvesini üretmeye başladım.Farklı tropik meyveleri de denedim. Ancak Ege Bölgesi’nde yetiştirilmeye en uygun meyve passiflora meyvesiydi” dedi.
Rotayı Avrupa’ya çevirdi
Passiflora meyvesinin anavatanının yarı tropik ve tropik bölge olduğunu ifade eden Aksema, “Bu nedenle meyveler Afrika ve Uzak Doğu ülkelerinden Avrupa’ya ve ülkemize getiriliyor. Özellikle Avrupa’da yaygın olarak tüketilen bir meyve ama meyveleri daha çok tüketiliyor. afrika ve asya ülkelerinden gönderilenler uzun bir yolculuk süresine sahip oldukları bilinmektedir.tam olgunlaşmadan hasat edilirler yani yolda olgunlaştırılmaya çalışılırlar.bu da meyvenin aromatik zenginliğini alamamasına neden olur. Türkiye Avrupa’ya çok yakın. Kolda olgunlaştırdığımız ve aromasını kaybetmeyen meyveleri tüketiciye sunabileceğiz” dedi.
“Çok daha uygun”
Antalya, İstanbul, Kayseri gibi şehirlere ürün göndermeye başladıklarını belirten üretici, şunları kaydetti:
“Meyvelerimizi İzmir’de çeşitli manavlar da alıyor. Passiflora şu an iç piyasada pek bilinmiyor ama biz tanıtımını yapacağız. Şu anda yurt dışından alınan ürünü 5 dolara getirebiliyorsunuz. Şu ana kadar birçok masraf masada. tezgaha düşüyor. Kendi toprağımızda kendimiz üretiyoruz. Uygun fiyata sunabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz.”
Her çeşit farklı tat
Passiflora’nın toprağa ekildikten yaklaşık bir yıl sonra ilk verimini verdiğini sözlerine ekleyen Aksema, şunları kaydetti:
“Bitkinin tam ürün vermesi 2 yıl sürüyor ve bir fidandan 15-20 kilo meyve alınabiliyor. Şu anda reçel, sos ve çay denemelerimiz de var. Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Reçelimizde şeker yok. Reçellerimizi yakında piyasaya sunacağız.Çeşitli çeşitlerimiz “Vietnam’dan getirdiğimiz bordo ve sarı çeşitleri de var. 400 grama kadar çıktı. Tayland’dan getirdiğimiz bordo ve sarı çeşidin yanı sıra pembe ve elma desenli kendi melezlerimiz de mevcuttur. Tüm bu çeşitlerin aromaları ayrı bir tat veriyor.” – İZMİR